Terör örgütü, halkımızın birlik ve beraberlik içerisinde, güven duygusunun sağladığı huzur ve barış çatısının altında yaşamını idame ettirmesinden ne denli rahatsız olduğunu 17.08.2011 günü bir kez daha göstermiştir.

Ne var ki canımızı yakmış, evlatlarımızı, canlarımızı şehit etmiş ama birlik ve beraberliğimizi bozamamış, kültürel çeşitlilik içerisinde kaynaşmaya devam etme sürecimizi  engelleyememiştir.

Bir ve beraber olmaya büyük bir hızla devam ettiğimiz bugünlerde,  gönül göllerimizi birbirine bağlayan nehirlerimiz, 17.08.2011 günü analarımızın gözlerinden akan yaşlar ile daha da hızlı çağlar hale gelmiştir. 

Terörün amacı bizlerin bölünmemiz iken, yapmış oldukları hain ve kalleşçe saldırılar emellerine ulaşmaları için yeterli olmamış, tam tersine bölgedeki ve ülkemizdeki barışın sağlaştırılması için bizleri kamçılamıştır.

Hiçbir ananın ağlamasına iznimiz ve tahammülümüzün olmadığını, sorunun çözümünün bir an evvel sağlanması gerektiğini bir kez daha vurguluyor, halkımızın tahriklere kapılmadan demokratik ve hukuki neticeleri sabırla beklemesini diliyoruz.

Bizlerin, hain terör örgütünün saldırısıyla 12 şehidimiz için yüreğimiz kanadı ama başımız daha da dikleşti. İnanıyoruz ki en kısa zamanda hainler canlarının en çok yanacağı yer olan adaletin önüne çıkacak, başları fazlasıyla eğilecek ve bir daha kalkamayacaktır.

Şehit olanlar bizlerin evlatlarıdır, ağlayanlar bizim analarımızdır, ancak asıl pusuya düşürülmeye çalışan birlik ve beraberliğimizdir.

Bu vesile ile şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyor, hainlerin amaçlarına ulaşamadıklarını bir kez daha tekrarlıyor, birlik ve beraberliğimizi koruyup güçlendirmenin en önemli görevimiz olduğunu ve bu yoldaki inancımızın gittikçe artığını belirtme ihtiyacı duyuyoruz.